Osmanlı toplumunda tekke, zaviye ve türbeler, önemli bir yer tutmaktaydı. Fakat bunların birçoğu, asıl görev ve amaçlarında uzaklaşmış, halkın duygularını sömüren kişilerin eline geçmişti. Atatürk, toplumun akılcılığına gölge düşüren bu kurumların kaldırılmasıyla ilgili olarak “Türkiye Cumhuriyeti, şeyhIer dervişler ve müridler memleketi olamaz. En doğru en gerçek tarikat (yol), medeniyet tarikatıdır.” ve “Ölülerden medet ummak (çare bulmak), çağdaş bir toplum için bir lekedir.” diyerek yapılacak inkılâpların önünü açmıştır. Tekke ve Zaviyelerin kapatılması Laiklik ilkesine bağlıdır. 30 Kasım 1925’te alınan bir kararla Laiklik ilkesi ile ilgili yapılan çalışmalar sonunda tekke, zaviye ve türbeler kapatılmış, böylece toplumsal alanda laikleşme adına önemli bir adım atılmıştır.